Öncelikle hoş buldum:) Nisan ayındayız ve hala havanın nasıl
olacağını kestiremiyoruz. Güneşe gerçekten hasret kaldık. Sıcacık bir güne
başlayacağımı gördüğüm anda içim kıpır kıpır oluyor. Ama bugün maalesef hava
yağmurlu fakat ben bloğumu açmanın verdiği keyifle çayımı yudumlarken sizlerden
gelecek olumlu ve olumsuz eleştirileri bekliyorum heyecanla… Her neyse
bunalımlı bir hava olsa da ben ilk bloğumu yazarken sizlere tüm enerjimi
aksettirmek istiyorum.
Blog konusunda benim de sizlerle paylaşacağım şeyler çok
farklı olmayacak belki de ama en azından özel hayatı özel olmanın dışına
çıkartan ya da sadece bana ait olmaktan çıkan bir blog olmayacak benimkisi.
Belki tasarımlarımı paylaşacağım, belki
tavsiyelerde bulunacağım, belki o anki ruh halimle ilgili sizlere içimi
dökeceğim; fakat bütün bir günümü herkesin önüne sermek gibi bir niyetim yok
bunu başından söyleyeyim:) E tabi benim de ona göre takipçilerim olacak,
paylaşacağımız şeyler sadece moda olmayacak ve sizlere bir şeyler katabilmek en
önemli gayem olacak inanın…
Evet modayı seviyorum, güzel giyinmeyi
seviyorum fakat sıkı bir moda takipçisi değilim. Belki de hiç değilim
denilebilir aslında. Yani düşündüğümde hiçbir modacının ismini bilmem, şunun
çizgisi şöyle, bunun ki böle diye asla yorum yapamam:) Sanırım ben kendi kendimin modacısıyım; şöyle
ki alışverişi seviyorum her bayan gibi, kıyafetleri birbiriyle uydurmasını
becerebildiğime inanıyorum ve benim için her yer bir alışveriş sahası olabilir.
Pazarlar, marketler, mağazalar… Her kıyafetimizin markalı olabilmesi söz konusu
olamaz sanırım. En azından bu benim için böyle. Ben pazarda dolaşmayı,
tezgahları eşeleyip hiç ummadığım tezgahlardan hoşuma giden harika şeyler
bulabilmeyi de seviyorum. Yandaki teyzenin kızına almayı düşündüğü bluzu, içim
giderek bir an önce bırakıp kapabilmeyi bekleyen bir avcı gibi hazırda
beklemeyi de seviyorum. Mağazada beğendiğim bir ürünü indirime girmesini
bekleyecek sabrımın olmasını da seviyorum. Kısacası her şeye kolay ulaşmayı
sevmiyorum:) Her görüp beğendiğimizi alabilseydik sanırım
dolaplar kıyafet yığınına dönerdi ve bu da israftan başka bir şey olmazdı.
Şimdi sizlerle öncelikle takı
tasarımlarımı paylaşacağım. Bu uğraşı benim ilk göz ağrım. Uğraşırken zamanın
nasıl geçtiğini anlayamadığım, çok rahatlık veren bir hobi benim için. Bunlar
şimdilik son tasarımlarım. Asıl farklı uğraşılarım var. Emeğimin beğeniyle geri döndüğü, uzun zamandır uğraştığım ve internet ortamında da merakla beklenen ürünlerim gelecek. Çok yakında onları da
sizinle paylaşacağım. İlk olarak bu şirin şeylerle merhaba demek istedim
sizlere. Hayırlı günler diliyorum...
'Pembiş Örgü Kolye'_KARGO DAHİL 40 TL
Tığ ile elde örülmüş olup doğal taşlarla kombine edilerek tasarlanmıştır. Ayrıca, kemer olarak da kullanılabilir gerçekten çok şık duruyor.
Karayip Korsanları_KARGO DAHİL 25 TL
Mumlu iple örülerek,kristal boncuklarla süslenmiş gemici kolyem.
Uçuşan Yusufcuklar_KARGO DAHİL 25 TL
Pembeyle yeşilin birlikteliğinin gözüme bu kadar hoş geleceğini tahmin
etmezdim ta ki bu kolyeyi yapana kadar.Klasik renk uyumlarının dışına
çıkmak istedim ve sizin de bu farklılığı cesurca taşımanız ve girdiğiniz
ortamlarda farklılığınızı belli etmeniz için tasarlanmış bir
kolye...Sadece ucunda kullandığım pembe kuvars taşlarla kolyeye ışıltı
katmak istedim.Şirin ama şık bir kolye oldu:)
diğer ürünler için facebook sayfamıza tık tık
siparişleriniz için: minikatolyem@gmail.com adresine mail atmanız yeterli. Kapıda ödeme kolaylığı ile güvenilir alışveriş imkanı. Yeni ürünler çok yakında...:)
pembe olanı çok beğendim yapılışını biraz daha ayrıntılı anlatabilirmisiniz. sade iplikmi kum boncukmu net değil bende iğneyle yapıyorum şuanda hapishane işi yada peyote tekniği dedikleri türden tığlada örülür ama ip görunur diye iğneyle yapıyorum bitince bloğumda yayınlarım inş.
YanıtlaSilöncelikle teşekkür ediyorum :)
Silevet bu hapishane işi dedikleri teknik.
ben tığ ve naylon iple ördüm.
sık bir şekilde ördüğünüzde ip belli olmuyor.
tabii ince kum boncuklarla kullandığınız ipin rengi birebir tutarsa çok daha iyi olur.
bu tekniğin iğneyle de yapıldığını biliyorum;
fakat bana tığla örmek daha kolay geldi.
kolay dediğime bakmayın,yapıyorsanız biliyorsunuzdur ne kadar sabır gerektiren bir iş olduğunu :)ki bu kolye de 2 metreye yakın örmüşümdür. neyse umarım açıklayıcı olmuştur.
kolay gelsin size de...
teşekkürler. bende bitirdim.ikinciye başlıyorum bu sefer tığla öreceğim.
YanıtlaSil