20 Nisan 2012 Cuma

VEEEE ÇEKİLİŞİN SONUCU:)

Evet 1 haftanın sonunda hediye çekiliş kampanyamızın sonuna geldik. Özellikle Facebook' tan olan ilgi ve beğenileriniz için teşekkür ediyorum. Bir çoğunuz sadece Facebook' tan eklemenin yeterli olacağını anlayıp, son anda onları da çekilişe katmam için rica ettiler. Ve tabiki bende hem facebook' tan hem de blogdan ekleyen bütün arkadaşlarımı çekilişe dahil ettim:)
Veee kazanan arkadaşımız; Facebook takipçilerinden "Asuman Dinçler" oldu:) hayırlı olsun, umarım güzel günlerde kullanırsın. En kısa zamanda minikatolyem@gmail.com 'a adres bilgilerini mail atmanı rica ediyorum. İyi günlerde kullanman dileğiyle:)

19 Nisan 2012 Perşembe

HEDİYE İÇİN SON GÜN!!!

Herkese günaydınnn...:) Koca bir haftayı da devirdik neredeyse ve yine haftasonu geldi. Havalar bizi şaşırtmaya devam ediyor. İnsan ne giyeceğini, ne plan yapacağını şaşırıyor. Havaların iyice ısınmasıyla birlikte, benim tiril tiril eteklerim de sizlerle buluşacak. Yakın çevremin dahi merakla beklediği ürünlerim çok yakında, takipte kalın...:)
Evet, bugün kampanyamızın son günü. Tekrar hatırlatalım; yapmanız gerekenler işte burada. Yaz aylarında, bluzlarınızın üzerinde çok şirin duracak bir kolye. Tamamen el emeğidir. Takı tasarımında aldığım 9 aylık bir eğitimden sonra, camla takı tasarım kursuna gittim yaklaşık 2 ay kadar. İnanılmaz zevkli bir sanat; fakat bir o kadar da zor. Camın ateşle nasıl şekillendiğini görmek harika bir şey. Hocamız bu konuda çok ustaydı ve camla yaptığı nesneler karşısında hayretle bakakalıyorduk. Nasıl yani ya nasıl diyosun minicik bir kuşun, kaplumbağanın, uğurböceğinin tüm ayrıntılarına, camları eritip şekillendirerek nasıl bu kadar inilebilir. Her ne kadar zor bir sanat olsa da, sadece camla ateşin dansına kendinizi kaptırarak stresinizi attığınız bir hobi olarak denemeye değer.
El sanatları veya el işlerine olan ilgim ve hayranlığım çocukluğumdan beri var diyebilirim. Daha ortaokula giderken, kendime koca bir kazak örmüştüm. Gayette ustaca, ilmek kaçırmadan, modelli bir kazak. Giydiğim zaman, kazağımı beğenenlere; 'ben ördüm' deyip, yüzlerindeki beğeni ve şaşkınlığı görmek çok hoştu açıkçası. İlk anneannemin aldığı etamini işleyişim yine ortaokula giderkendi. Hala daha bu yoğunlukta bile, birşeyler bulsamda örsem, işlesem diye bakarım. İnsanın el emeğiyle ürettiği ve kullandığı şeyler bir başka oluyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum, hiç denemediyseniz hemen bir yumak ip almalısınız ve evinizde camın kenarına geçip oturarak başlamalısınz örgünüze. Atkıyla başlayabilirsiniz mesela ve ilk boynunuzda örmeye alışırsanız daha iyi olur çünkü böylelikle örgünüz çok daha düzgün oluyor. Benden küçük bir tavsiye:)

Bir yumak ip demişken, geçenlerde Debbie Macomber' in ' Bir Yumak Mutluluk' adlı kitabını okudum. Aslında ilk kitap kapağını beğenip, güzel bir kitap olabileceği düşüncesiyle almıştım ne yalan söyleyeyim:) Hep böyle şirin bir dükkanın hayalini kurudğumdan olsa gerek:) Sonrasında okudukça çok keyif verdi gerçekten. Bir ip dükkanında yolları kesişen insanların, yine birbiriyle bağdaşan hayat hikayeleri... Ben çok beğendim, kesinlikle tavsiye ediyorum. Emin olun bu kitabı okuduktan sonra örgüye olan merakınız daha da artacak:)
                                             

Kitap yurduna bakarsanız fiyatlar da piyasaya göre çok uygun. Buyrun buradan 

Üstelik ikili kitap teklifleriyle, birkaç kitabı çok daha uygun fiyatlarla satın alabiliyosunuz. Keyifli okumalar...:)


El emeği ürünlere daha da değer vermenizi ve severek kullanmanızı dilerim. Hepinize hayırlı günler...:)