30 Kasım 2012 Cuma

OKULUMUZ İÇİN KİTAP TOPLAMA KAMPANYASI BAŞLATIYORUM

Arkadaşlar, birçoğunuz biliyor ki Kardeş Okullar sitesinden Erzurum Aziziye Bingazi Köyü' ndeki çocuklarımızı tesadüfen bulmuş ve onlara kitap, oyuncak ve kırtasiye malzemesi yardımında bulunmuştuk. aldığım tepkiler çok olumlu ve duygulu msjlardı :) çocuklarımızın hediye heyecanını görmek için; buraya tık tık. hatta birdahaki kampanyaya katılmak ve bu çocuklarımıza birkez daha yardım eli uzatmak için can atan bir çok arkadaşımız vardı. 

okuma kitapları göndermiştik; fakat şimdi niyetim bu çocuklarımıza geniş bir kütüphane oluşturmak. ilkokul seviyesinde, okuma kitapları göndermenizi rica ediyorum sizlerden. gelin hepberaber zengin bir kütüphane oluşturalım onlara. köy şartlarında, kitap çeşitliliğine sahip olabildiklerini düşünmüyorum. haydi o fırsatı biz sunalım onlara :)


NOT : temiz, yıpranmamış, hatta imkanınız varsa yeni kitaplar gönderebilirseniz sevinirim.
detaylar için bana buradan, facebook sayfamdan ya da minikatolyem@gmail.com adresimden ulaşabilirsiniz.

AŞURE


 Muharrem ayı sebebiyle, haftasonu gelen misafirlerimize tatlı yerine aşure yaptık kayınvalidemle birlikte. daha doğru annem yaptı, ben gözlemledim nasıl yapılıyor diye. dedim ya süslemelere falan çok özen gösterir diye, üzerindekiler zaten iştah kabartmaya yetiyordu :) maşaallah pek de bereketli oldu. 35-40 kase falan çıktı ve gelen misafirlerim haricinde de komşularım, akrabalar herkese dağıttım. Allah kabul etsin inşallah... 


"ASEL" İMİZ HOŞ GELDİN :)

Heyecanla beklediğimiz Asel bebeğimiz nihayet dünyaya geldi. kuzenimin kızı kendileri, maşallah pembiş yanaklı bir kızımız oldu. Allah isteyen herkese nasip etsin. 

kuzenim de daha önce bahsettiğim "dkaredesign" ın sahibesi. ablası ile birlikte keçeden ürünler yapıyorlar. kendi bebeği için de harika şeyler hazırlamışlar. sizlere de fikir olsun diye hepsini fotoğrafladım. mutlaka sitelerini ziyaret etmelisiniz, el işçilikleri, dikişleri çok muntazam buna garanti verebilirim. sadece bebek ürünleri değil, cüzdanlar, kapısüsleri, kitap ayraçları, vs. de yapıyorlar. 




bu da herkesin Asel için duygu ve düşüncelerini dile getirdiği defter... bu defter, aşağıda gördüğünüz patikler ve kapı süsü dkaredesign ' a ait.





bebeğimizin fotoğraflarını malesef ki paylaşamıyorum nazar değmemesi için. çünkü henüz daha çok minik :) Allah ona hayırlı ve sağlıklı bir ömür nasip etsin inşallah.

dkaredesign ' ın facebook sayfası için buraya : tık tık
dkaredesign' ın web sayfası için buraya : tık tık

27 Kasım 2012 Salı

KOMBİNLER, KOMBİNLER, KOMBİNLERRRR...6-7-8

bu gün sizlerle 3 ayrı kombin paylaşacağım. uzun zamandır, kombin yayınlamıyordum özlemişim. ama hepsini bir araya getirip fotolamak gerçekten zaman alıyor, ne var onda demeyin, düzgün çıksın diye uğraşıyorsunuz epey. günü günü şunu giydim, bunu giydim diye fotolayamıyorum ben; ama genel anlamda birbiriyle kombinlediklerim ve tarzımı yansıtanlardan seçmece yapıp fotoluyorum işte. sonuçta her gün farklı bir şey de giyilmiyor, döndür döndür nihayetinde en fazla iki-üç haftada bir bu parçalardan biri elbet giyiliyor. fazla israfa gerek yok! :)

hadi fotolara geçelim...





bu kombinimi seviyorum. balon kesim eteğimi Armine' nin indiriminden kapmıştım. hem de inanmayacaksınız 30 tl ye :) hırkam tiril tiril altı tül, kayınvalidemin hediyesi Perlina' dan. demiştim kendisi zevklidir diye. gömleğim Tuğbavenn... marka söylemeyi tercih etmiyorum çünkü her zaman marka giyinmiyorum. eteği indirimden kaptım diye, hırka da hala sezonda olduğu için belirttim.





bu trençkot, bluz ve çantam internet alışverişlerimden. trenckot dediğime bakmayın incecik bir kumaşı var, üşümemek için değil sırf kombin için :)  o yüzden çok kısa bir dönem giyebiliyorum kendilerini. olsun böylece eskimiyor; çünkü çok severek giyiyorum hemen eskiyip yıkanıp solmasını istemem. ya markafoni ya trendyoldan almıştım hatırlayamıyorum. bluzum modanisa ganimetlerimden, onu da severek giyiyorum. resimdekinden daha şık geldiğini söyleyebilirim. modanisayı seviyorum :) çantam limangodan, facia alışverişlerimden. basit duruyor, tok bir derisi yok. ama elbetteki kullanıyorum bir çok kombinimle. hadi bu kez saydık hepsini ayakkabı ve eteği de söyleyeyim. etek yine tuğbavenn. ben 212 deki şubesinden almıştım, ama halen yenimoda da ara ara çıkmakta, beğendiyseniz yenimodayı takpte kalmalısınız. ayakkabılar deichmann., onun ayakkabılarını seviyorum hem ekonomik hem de çok rahat oluyorlar.





bu kombinimi çok seviyorum. pantolon normalde pek tercih etmiyorum. üzerine oldukça uzun tunikler giymeye çalıştığım için bulmakta zorlanıyorum. bunun da böyle durduğuna bakmayın dizlerime yakın geliyor. işte bu trenckotumu da çok çok severek kullanıyorum. leopar mı hayıııııııırrr!!! diyenlerdenken, sanırım fazla sırıtmadığı sürece sevmeye başladım bu deseni. tuniğimi de başta astronot kıyafeti gibi deyip beğenmediğimi, eşimin ısrarları üzerine deneyip duruşuna bayıldığımı söylemeliyim.içine uzun kollu bir badiyle kullandığımı da belirtmeliyim. 

bunlar benim beğenerek kullandığım kıyafetlerim. umarım sizlere de fikir olmuştur bu kombinler. sevgiyle kalın, kıyafetlerinize abartı paralar yatırmayın :)

26 Kasım 2012 Pazartesi

MİSAFİR SOFRASI-3

Uzun zamandır yayın girememiş olmanın verdiği huzursuzlukla; haftasonu bol bol fotoğraf çekerek iki yayınlık stok yaparak; bugün sizlerle kavuşmanın, yorumlaşmanın keyfini yaşamak istiyorum. özledim sizleri yaww :) günler öyle koşuşturmacalı geçiyor ki; inanın ne yayın girmeye, ne yaptıklarımı paylaşmak için foto çekmeye fırsat bulabiliyorum. ama her gün arkadaşlarımın paylaştıklarını da takip etmeden duramıyorum. şu sıra tembel bir blogger ve sessiz bir takipçiyim sanırım :( tembel dediysem, sadece blog konusunda tembelleştim. yoksa hayat gayet telaşeli ve çalışmacalı bir şekilde devam ediyor ve ben her şeye koşturarak yetişmeye çalışıyorum. el emeği ürünlerimi bile tam anlamıyla tamamlayıp, paylaşamıyorum sizinle. yetiştirilmesi gereken siparişler karşısında fotolayamadıklarıma mı üzüleyim; yoksa elimde örneklerinin olmamasına mı? :( ama sizler için hepsinden birer örnek daha yapıp, evimin köşesinde yerlerini bulduklarında fotoğraflayıp paylaşacağım söz :)

haftasonu iki gün de misafirim vardı. cumartesi günü 12 kişilik bir grup -eşimin akrabaları düğün hayırlamaya gelmişti- , pazar günü akşam ise; 8 kişilik bir grup -komşularım ve çocukları- vardı. cumartesi günkü buluşma için kayınvalidem Ankara' dan gelip bize katıldı. sağolsun o olmasa sanırım bu kez hiçbir şeyi yetiştiremez, üzerine oturur ağlardım :) tekbaşıma bundan daha kalabalık misafirler ağırlamışlığım var; fakat nedendir bilmiyorum ama şu sıra çok ev işi yaptım, çok temizlikle uğraştım; ondan olsa gerek pek enerjim kalmamıştı. annem yetişti imdadıma, aşureler mi yapmadık, börekler çörekler, salatalar mı :) ama aşuremin fotosunu çekmeliydim size, yazarken aklıma geldi bak; süslemesine kıyamayıp zor yedik. annem bu konularda ustadır, çok sever göze hitabı. lezzeti kadar, sunumuna da önem verenlerden o da :) buzdolabında son bir kaç tabak aşure kalmıştı, bu akşam fotolayacağım paylaşırım daha sonra onu da. ayrıca cumartesi gününden de tek bir foto yok; çünkü zor yetiştim hepsine zaten, fotoya fırsat bile kalmadı. neyse o günü büyük bir yorgunlukla atlattıktan sonra, pazar günkü misafirlerim için bir başıma kalmıştım :( neyseki bir gün öncesinden dünyanın yiyeceği kalmıştı. masanın konsepti değişti sadece, o gün için daha spor bir masa vardı. daha da lafı uzatmadan fotolarla başbaşa bırakıyorum sizi...









sanmayın ki ben yaptım, pastamız hediyeydi; Backhaus' tan. isim veriyorum ki tadı nefisti, bir yere hediye götürmek için tercih edilebilir. ayrıca çok da şıktı. sabah sabah mamalardan canınızı çektirdiysem affola; ama akşama yemek yapmak için belki iştahlanabilirsiniz :) birazdan bir yeni yazı daha gelecek; hem de bol kombinli :)

11 Kasım 2012 Pazar

"ÇOCUKLARIMIZI HAYATIMIZIN ORTAĞI YAPALIM"

 

ERDAL ATABEK'TEN.....
ÇOCUKLARIMIZI HAYATIMIZIN ORTAĞI YAPALIM............
ŞAHASER BİR YAZI.

Günümüzün ''ergen dünyası'' nı, bu dünyada geçerli olan ''ergen kültürü'' nü anlamaya çalışıyoruz. Çünkü bu yeni oluşumu anlayamazsak ''günümüz ergenleri” ile erişkinler arasındaki uzaklık daha da artacaktır.

Yeni ''ergen kültürü'' nün özellikleri içindeki; '' hedef seçememe'',

*''Geleceğini planlayamama"
*''Sorumluluk almak istememe'',
*''Kendini hiçbir şeye zorunlu saymadan çevresini her şeye zorunlu sayma'',
*''Çaba harcamadan elde etmek isteme'' gibi özellikleri nasıl açıklamalıyız?

En önemli etkenler arasında ''sahip olma, elde etme ve kullanma'' ile bunları yapabilmek için''çalışmak ve kazanmak gereği" arasındaki bağı kopartan ''tüketim toplumu ideolojisi'' dir.

Bu ideoloji, henüz çalışmayan ve kazanmayan gençlere:
* ''Kredi kartı'' vermekte,
* ''Cep telefonları” olmasının normal olduğunu söylemekte,
* ''Otomobil kullanarak özgürleşme''yi önermektedir.

Gençler de bütün bunlar için yıllarca beklemek yerine, bütün bunları sağlamanın anne babalarının görevi olduğunu düşünmekte, bunların ''Kendi hakları olduğunu" öne sürmektedirler.

Bizim yaşam kültürümüzün iki özelliği de ''tüketim toplumunun ideolojisi'' ile buluşmaktadır.
''Çocukların aşırı korunmasının, ailenin görevi olduğu''na ilişkin yaygın tutum ile çocuklarla gurur duyma isteği.
Bu iki özellik de çocukların ''yaşam standartları”na ailelerin- kimi zaman- ekonomilerinin üstüne de çıksa destek vermelerini sağlayan bir tutum yaratmaktadır.

Anne babaların şu sözlerini çok sık duyuyoruz:
* Biz (ya da ben) çocuklarımız için yaşıyoruz.
* Ne yapıyorsak onlar için yapıyoruz.
* Biz çok sıkıntı çektik, onlar bu sıkıntıları çekmesin istiyoruz.
* İlerde hayatın birçok haliyle karşılaşacaklar, bari şimdi mutlu olsunlar.
* Mutlu bir çocukluk dönemleri olsun.
* Biz gençliğimizi yaşamadık, onlar doya doya yaşasınlar.

* Bizim yapamadıklarımızı onların yapması bizi memnun ediyor.
* Her şeyleri var, neden çalışmadıklarını anlayamıyorum.
* Hiç sıkıntıya gelemiyorlar, istedikleri hemen olsun istiyorlar.
* Her istediğini yapıyoruz ama o bizim ne istediğimize aldırmıyor bile.
* Çok iyi çocuktur, ama arkadaşlarına uyuyor.
* Aklına hiç kötülük getirmez, ne söylense inanır.
* Böyle giderse nasıl yapacak bilmiyorum.


Bu sözlerin hepsi de birbiriyle bağlantılıdır. Bu sözlerin oluşturduğu merdiven basamak basamak çıkılmaktadır. Sonuçta erişilen yer de hiç kimsenin düşünmediği,hiç kimsenin istemediği bir yer olmaktadır.

*Çocuklarımızı hayatımızın ortağı değil, refahımızın ortağı yapıyoruz da ondan.

* Neden ''hayatlarınızı çocuklarınıza adıyorsunuz?”
* Neden ''çocuklarınız için yaşıyorsunuz?”
* Neden çocuklarınıza ''istemedikleri şeyleri vermek için bunca çaba harcıyorsunuz? "
* Neden çocuklarınıza ''hak etmedikleri şeyleri elde etmeleri'' için yükümlülük duyuyorsunuz?
* Neden çocuklarınıza ''sorumluluk vermiyorsunuz?

''Şimdi almıyorlar," çünkü sorumluluk vermekte çok geç kaldınız.
Neden çocuklarınızı, “yaptıkları yanlışlıkların sonuçlarıyla karşılaştırmıyorsunuz? ''

Bu durumda, çocuklar ve gençler ''ailelerin onları her koşulda koruyacağını'' biliyor.
Çocuklar ve gençler, kendileri hiçbir şey yapmasa da, ailelerin onlar için her şeyi yapacaklarını öğreniyor.

Çocuklar ve gençler, geleceklerinin aileleri tarafından hazırlanacağına güveniyor.
Onun için de kendine güvenmiyor, sorumluluk almıyor, kendisini hiçbir şey için zorlama gereğini duymuyor.

Yapılması gerekenler yapılmaz, yapılmaması gerekenler yapılırsa sonuçlara neden şaşmalı? Lütfen, biraz düşünür müsünüz?

Çocuklarımızı, refahımızın ortağı değil,
HAYATIMIZIN ORTAĞI YAPALIM.

9 Kasım 2012 Cuma

PEMBE KİTAPLAŞMA HEDİYELERİM

Bilenleriniz vardır, 'delikitap' bloğunun sahibesi sevgili arkadaşımız bir etkinlik düzenlemişti. ilk defa böyle bir etkinliğe katıldım, keyifliydi doğrusu. tanımadığınız bir blog arkadaşınızdan hediye almak garip geliyor. eşleştiğim arkadaşım; 'zeynebin sandığı' adlı bloğun sahibesi. kendisinin bana gönderdiği hediyeler şöyleydi:



kendisine tekrardan teşekkür ediyorum. etkinliğin amacı; içinde pembe ve tonlarının olduğu bir kitap ve dilerseniz yanında birkaç ufak hediye göndermekti.

benim arkadaşıma gönderdiğim hediyeler ise şöyleydi :






                                                  iyi günlerde kullanması dileğiyle...

7 Kasım 2012 Çarşamba

BİR PAZAR KAHVALTISI

Bu haftasonu evimi mis gibi temizlemenin verdiği rahatlık ve keyifle, cumartesi akşamına kuzenim ve eşini davet ettik. geç saatlere kadar muhabbetten sonra yatıya kalmamak olmazdı. sabah ise hep beraber güzel bir kahvaltı ettik. kahvaltıda özel bir şey yoktu; fakat yine de özenerek hazırlamaya gayret ettim. işte benim haftasonu kahvaltı sofram :)





ve ardındından içilen Türk kahvesi eşliğinde, eşimin aldığı nefis çikolatalarım... kutu dizaynına bayıldım, sonrasında takı kutusu yapabilirim diye düşünüyorum.








ve sonrasında tekrar siparişleri yetiştirmek için, el işlerine dönüş. ama benim için dinlendirici ve huzur verici bir uğraş. takipte kalın :)





6 Kasım 2012 Salı

ACABA NEDİR NEDİR?


takipte kalın, birbirinden şirin ürünlerimi sizlerle paylaşmaya az kaldı. siparişler bitsin, hepsini fotolayıp sizlere sunacağım :)

4 Kasım 2012 Pazar

YASİN OKUYORUZ, SEN DE OKUR MUSUN?

Acil 500 adet 

 'Özge'nin Renkleri' bloğunun sahibesinin duyurusunu paylaşmak istiyorum sizlerle. 

Malesef hastamızdan iyi haberler alamıyoruz
Bebeğimiz 5.5 aylık doğdu ve şuanda yaşam savaşı veriyor o yüzden en acil tarafından çok ama çok duaya ihtiyacımız var
Yardımlarınızı esirgemezseniz Yasin-i Şerif okuyamazsanız bile bloglarınızda ufacık bir yayın yapsanız bizim için çok iyi olur 
Rabbim kimseyi evladı ile sınamasın inşallah kimse bu duruma düşmez...
Hayırla ve dua ile kalın inşallah
Allah rızası için okuyabildiğiniz kadar Yasin topluyoruz. okuduğunuz adeti, bu yayının altına yorum olarak yazarsanız sevinirim.