İSTANBUL TURU: YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ

Haftasonu hazır dışarıya çıkıyorken, öğle namazımızı da güzel bir camide kılalım dedik ve Beşiktaş' taki Yıldız Hamidiye Camii' ne gittik. Tarihi mekanlar ve hikayelerini duymak, o havayı soluyarak ve düşünerek gezmek apayrı bir tat katıyor elbetteki. Bu camii 1885 yılında II.Abdülhamit tarafından inşa edilmiştir. Kendisi Yıldız Sarayı' nda görev aldığı için bu camiiyi inşa ettirmiş ve hemen her namazını burda kılmaktaymış. Sağ ve solda merdivenle çıkılan odaları varmış. Sağda elçiler için, tavanı 18 ayar altından yapılmış süslü Süfera odası, soldaysa tavanı yağlıboya tablolu ve çok süslü olan Hünkar mahfili bulunmaktaymış. Zengin süslemeleriyle birlikte camide 17 pencere bulunmaktaymış. Mimarisi Osmanlı sanatından oldukça uzak. Zaten içeri girdiğinizde de daha loş bir ortam ve farklı çizgileri olduğunu görebiliyorsunuz. Motifleri daha koyu renklerle işlenmiş ve farklı bir mimari. Örneğin bu gördüğünüz; kadınlar bölümünde bulunan, kuzine (eskiden çok kullanırdık; banyolarda olurdu soba gibi upuzun yukarıya doğru borusu olan) bulunmaktaydı.

                                  II.Abdülhamit' in namazını kıldığı özel bölme

             Kadınlara ayrılan bölümün aşağıdan görünümü. Bu tahta 

              kepenklerin arkasında kapıyla açılan ayrı bir oda var kadınlar için

                       Camiinin girişindeki tarihi saat kulesi... Kardeşim ve ben...

Burada gözüme takılan ve eminim bir çok kişiyi rahatsız eden sorun şu olmalı; böyle güzel saray mimarilerini sonradan eklenen yeni şeylerle bozmaları. Örneğin camiinin yanına yapılan şadırvan basit bir barakadan ibaretti. Keşke fotoğraflasaydım bana hakverirdiniz. Böylesine güzel yerleri, tarihi değerlerini düşünmeden basitleştirmelerine üzülüyor insan. Sonra camiinin içine sonradan konulan uyduruk lambalar vb. gözü rahatsız ediyor. Her neyse buna da şükür napalım...

Vee günün sonunda kuzen ve arkadaşlarla buluşup, Sarıyer sahilde çay ve sohbet keyfi:)